Fısıltıyı Dinlemek
Fısıldamak, fısıltı dinlemek, fiskos yapmak..
Fısıldamak, fısıltı dinlemek, fiskos yapmak..
Ben diyorum ki.. Yalnızlık hissettiğimizde hemen bir yolunu bulup kendimizi kalabalığın ortasına atalım.. Hepimiz bazen yalnızlık hissederiz.. Önemli olan bu duygunun gece gündüz sürmemesidir.
Hastalıkların arttığı, aksırıkların tıksırıkların tavan yaptığı, “salgın var” cümlesinin ağızdan ağıza taşındığı mevsimlerdir sonbahar ve kış.. Okullar ve kreşler de adeta salgın üretme mekanizması gibi çalışır bu aylarda..
Evde okul çocuğu varsa, aileye soğuk algınlığı ve grip taşınması da söz konusu olabilir. Fakat bu riski engellemenin yolları vardır.
Sır değil, ‘House of Cards’ entrikalardan ibaret bir dizidir.. Bu dizide olay şudur: Hikaye uydurmak ve gündem yaratmak ve kalabalıkları yalana inandırmak. Bizim de Netflix dizisi House of Cards’dan öğreneceğimiz bir iki şey var elbet!
Gün içinde bazen yalnız kalmak gerekir. Yeniden kendinle başbaşa olabilmek önemlidir. Kendini dinle. Duyguları dinle. Bedenin sesine kulak ver. Gündelik hayatlar çeşitli yarışlarla dolu. Bu nedenle gün içinde bazen sessizliğe ve kendimizi duyumsamaya ihtiyaç var. Tefekkür sırasında kendimizi bularak yeniden mücadeleye ve harekete dönmeye ihtiyaç var.
Gerçek dünyadan uzaklaşarak gerçek ilişkileri unuttuk. Konuşmayı unuttuk. İnsanca duyguları unuttuk. Cam dünyalardan medet umar olduk. Kimler gerçek, kimler yalan bilemez olduk. Gerçek insanlara ihtiyacımız olduğunu da unuttuk!
Hangi aileler yetiştirdi sokaktaki kalabalıkları? Ne zaman insanlıktan çıktık? Neden?
Yalnızlık valizinde hem mental hem de fiziksel sorunlarla gelir ve uzun süre misafir etmemek için öncelikleri gözden geçirmekle işe başlamak gerekir.
Ve canlı bomba olabilmenin yolu beyin yıkamasından geçmese gerek.. Şiddetli ve yüksek dozda ilaçlar verilmiş olmalı ki, üzerine bomba bağlayıp kalabalığa dalan şey, bir insan olarak doğduğunu unutmuş olsun!!