Deli misin?
Delirmişlik halleri bulaşıcıdır. Ama sakinlik halleri de bulaşıdır!
Delirmişlik halleri bulaşıcıdır. Ama sakinlik halleri de bulaşıdır!
Münasebetsizlikten, yersiz davranışlardan, anlamsız hareketlerden, yakışıksız yakıştırmalardan, usulsüz alışkanlıklardan vazgeçmek gerek çünkü bu dünyada uyumlu ve huzurlu yaşamak herkesin hakkıdır.
Kaos zamanını mı yaşıyoruz yoksa ahenk vakti mi? Vakit bolluk vakti mi yoksa buhran mı? Panikleyelim mi sakin sakin bekleyelim mi?
Kadınlar hamamındaki gibi kavgaya başlamadan önce teslim olun! İyi düşüncelere teslim olun!
Tekrarla!!!
Yani neymiş ‘zor olan’ ve ‘zor olmayan’ insanlar? İnsan olduğumuz için konuşarak iletişim yapmalıymışız!
Silahlanmış robotların duyguları ya da insanca etikleri yoktur. Kontrol edilmeleri imkansızıdır ve tehlikelidirler. Biri silahlanmak mı dedi? Sahi insanlığı daha hızlı nasıl bitirebiliriz?
Yüksek duygusal zekaya sahip insanların daha varsıl olduğu, akıl sağlığı konusunda pek sorun yaşamadıkları, depresyon ve endişe gibi sorunlarının olmadığı, daima manalı ve yerli yerinde karar verdikleri, sosyal yaşamlarında ve mesleklerinde hep başarılı oldukları ve istikrarlı bir yaşam sürdükleri bulgulanmıştır.
İnsan ilişkileri de hayat gibidir.. İnişli çıkışlıdır. Bazen çatışmalar yaşanır.. Örneğin aile içinde sürtüşmeler gibi, yakın arkadaşla takışmak gibi, iş arkadaşıyla tartışmak gibi veya markette suratı asık çalışanla ağız dalaşı yapmak gibi..
Aşk edebiyatı yapan Internet yazarlarına ve diğer çok satmak isteyen kitap yazarlarına gelsin..
Hayatta kurallar ve kanunlar vardır. Komünikasyon da kurallardan ibarettir. Fikirlerin konuşularak, yazılarak, ya da anlatılarak açık, net ve etkin bir şekilde ifade edilmesidir kural!
Dijital partiden uzakta kalmak olur mu? Olursa nasıl olur? Buna imkan var mı? Yoksa sosyal medya köleleri olamaya devam mı edeceğiz? Seçim bizim! Her gün seçim günü. Bugün sosyal medyadan uzak kalmayı seçmediyseniz, yarın da olur!
102 yaşında birisine doktora diploması ne anlam ifade edebilir? Daha kaç yıllık ömrü kalmış olabilir? Bunlar değildir mesele.. Asıl mesele geçmişle yüzleşmesidir. Tarihe dönerek “Ben de geçmişin bir parçasıyım! Affettim!” diyebilmesidir. Kızgınlık, küskünlük, dargınlık, öfke gibi olumsuz yükleri bırakarak, hem kendisini hem de gelecek jenerasyonların yükünü bir nebze olsun hafifletmesidir. Yavaş yavaş yok olan sağduyuyu yeniden tesis temeye uğraşmasıdır.