300 yaşından gün almak
Morarıklardan kaçmak yerine yaralar biriktirmek..
Morarıklardan kaçmak yerine yaralar biriktirmek..
Hayal kırıklığı sayesinde insanların gerçek yüzünü, dünyanın ciddiyetini, olayların boyutlarını görebiliriz. Hayal kırıklığı bize kabullenmeyi öğretir, akıl verir, tecrübe ile tanıştırır, gerçekçi olmayı hatırlatır, kişisel güç pompalar.
Hayatta birçok duraklar vardır. Bazı durakların arası uzun, bazılarının arası kısadır. Bazı durakların arası çetindir, bazılarının arası kolay ve eğlencelidir.
Herşey değişti, bozuldu. Hiç birşey eskisi gibi değil. Dünya üzerime kapandı! Herşey tersine döndü..
Büyümek, olgunlaşmak güzeldir. Yaşlanmak ise seçeneğe bağlı…
Yanlış karar yoktur çünkü o an verdiğimiz karar verilebilecek en iyi karardı. Bildiğimiz kadarıyla en iyisi oydu!
Ana rahminde başlar insan hayata.. Bir çiçeğin tohumu gibidir önce..
Kısa sürede şekil değiştirir anasının merhametinde.. Tıpkı toprağa düşmüş bir tohum gibi.. Önce minicik, kendi içine katlanmış.. Sonra açılmış, büyümeye hazır..
Birisini yakından tanıdığımızda, onun sahip olduğu özellikleri anladığımızda aslında kendimizde ne olduğunun da ayırdına varırız. Bir bakıma olgunlaşırız. Bir insanda iyi yüreklilik, güzellik, anlayış, hakkaniyet, efendilik, empati ve ışık görüyorsak; aslında kendimizde de olanları görüyoruzdur. Hani bazen bir kompliman alırız da karşılık olarak “O senin iç güzelliğin..” deriz ya.. Kendimizdeki güzelliğin, karşıda olduğunu düşünmekteyizdir aslında!
Görmek ve duymak her zaman fiziksel olmayabilir. Hissedilerek de duyulur ve görülür. Bu da anlamaya neden olur.
En çok korktuğumuz şey yetersizlik hissidir. Kendimizi güçsüz, beceriksiz, yetersiz düşünürüz. Oysa içimizde aydınlıklar var. Yeterki dışarı çıkarmasını bilelim.