Şişmanlar, zayıflar, tombullar, hemen kilo alanlar, hemen kilo verenler ve diğerleri! Vücudumuz bize ait birer eserdir; onu sevelim ve koruyalım. Öncelikle vücudumuzu sevmeliyiz ki yeme, içme, alışkanlıklar ve egzersiz konusunda verdiğimiz kararlar anlamlı olsun.
Bir parça tatlıyı yemenin zevki birkaç dakika sürer ama sonra o kalorileri yakmak en az bir saat alır.
Şişmanlık konusunda en az iki çeşit düşünme yöntemi vardır..
Kişi.. Şişmandır ve şişmanlığı sevmez ama harekete de geçmez..
Kişi.. Şişmandır ve halinden memnundur..
İlk önce halinizden memnun olup olmadığınıza karar verin! Ve fakat her halükarda linkteki yazımızı okuyun..
Araştırmacılar bildiğimiz büyük abdesti kapsüllere doldurup buzlukta dondurduktan sonra zayıflamak isteyenlere verecekler. Kimsenin anlamayacağı bir de isim vermişler: ‘Pisliğin içinde mikrobiyomlar var’ diyorlar. ‘Mikrobiyomlar obezleri zayıflatacak..’ Ben bu masala inanmadım.
Tüm dünyayı sarmış bir obezite derdi var. Bu dertten kurtulmanın yolları da var ama bazı yöntemler çok fazla zaman ve efor gerektirirken diğerleri daha kolay çözüm sağlayabiliyor. Zayıflatan baharatlar kolay yoldan kilo verdirebiliyor. Egzersiz ise efor gerektiren yöntemlerden biri..
Yalnızlığın yan etkisi, kilo almaktır.. Araştırmacılara göre bu durum özellikle kadınlar için geçerli bir olumsuzluktur.
Yüksek glisemik endeksli yiyecekler kan şekerinin artmasına, gereğinden fazla yiyecek tüketmeye ve dolayısıyla obeziteye neden oluyor.
Kilolarla ilgili negatif konuşma kadınların ortamda sevilip sevilmediğine bir ölçü teşkil ediyor, bunun da ötesinde dinleyici kadınların kendi vücut imgeleriyle ilgili yerli yersiz endişeye kapılmalarına neden oluyor.
Erkekler mağara dönemindeki atalarının DNA’larını hala taşıyor olmalılar ki bugünün stresli kriz döneminde tombul kadını tercih ediyorlar.