Buket Uzuner’in yazma sanatını beğenirim. Yolda öykü kitabını okuyup bitirdiğimde bu düşüncem yinelendi!

Yazar, duru, içten ve saf bir Türkçe kullanır. Kitaplarından birini elinize geçirdiğinizde anlam kargaşasına düşmezsiniz. Çünkü okurun penceresinden bakmasını bilen, gayeli ve emekten çekinmeksizin yazan, verimli bir yazardır.

Yolda kitabini, fikirlerine değer verdiğim sevgili bir şahsiyet tarafından hediye edilir edilmez bir gecede okuyup bitirivermiştim. Bir kitaba başladınız ama devamı gelmiyorsa, bir projede canınız sıkıldı da dinlenmek istiyorsanız, yolculuk yapmaktaysanız ya da doctor ofisinde beklerken dergi karıştırmak yerine kitap okumayı tercih ediyorsanız Yolda hem gezdirilmesi kolay hem de okunması zahmetsiz, oldukça keyifli, şaşırtıcı hikayelerle dolu bir kitap.

Uzuner 7 değişik yolculukta karşılaştığı 7 kişiyle olan yolculuk anılarını, 7 değişik şehri kapsayacak şekilde anlatmış. Bir de yöreye ait yemek tarifleri vermiş ki kitabın biçemini değiştiren masalsı bir öğe yaratmış.

Yolculukları sırasında yaşadığı anıların hemen hepsi büyülü. Zaten yazıya aktarılmasalarmış haksızlık olurmuş. Örneğin Honolulu’ya yan koltuktaki yolcu doctor John Liho’yla uçarken ondan dinlediği hikaye halden anlamaya, elden tutmaya, destek ve şifa olmaya yönelik alışılmışın dışında bir hikaye. Doktor, gördüğü bir rüyanın ışığında yıllardır ihmal ettiği çocukluk arkadaşını intiharın pençesinden kurtarmaya gitmektedir. Durup dururken gördüğümüz ve çoğu kez hiç anlam vermediğimiz rüyalarımızı doğru tabir edebilmenin yol gösterici yanını bastıra bastıra anlatmış. Ama dediğim gibi bir çeşit büyü vardı bu hikayede, yoksa biz meşgul beyinli yaratıklar kilometrelerce ötede tanıdığımız birinin başına ne geldiğini rüyalardan nasıl çıkarabiliriz? Ders: Rüyalarınıza ilgi gösteriniz!

Bir başka hikaye de Helsinki’ye giderken Angela’yla yolculuk yapmaktadır. Angela küçüklüğünde güzel ve zeki bir kızmıs. Ama beyninde oluşan bir tümörün alınması sırasında beynin başka bir noktasına onulmaz bir yara açılır ve artık güzel Angela gece gündüz yemek sayıklayan obez Angela olur. Uzun yolculuk sırasında bir an gelir ki yazar ve Angela kendilerini bir iki lokmayla birlikte anı paylaşırken bulurlar. Angela’nın çocukluk anısı insanların birbirini nasıl da yanıltabileceğine dair düşündürücü ve iç burkan bir anıdır. Çok zeki ve cici bir kızken okullarına Stalin’in geleceği haberi uçar. Stalin’e çiçek verecek çocuk olarak Angela seçilir. Herkes gibi Angela da çok heyecanlıdır. Stalin geldiğinde görevini başarıyla icara eden Angela Stalin’den bir de öpücük alır. Sevinç doruktadır. Ancak aradan geçen zaman olayın perde arkasını hayal kırıklığıyla sunar. Angela ve diğerleri daha sonra anlar ki Stalin diye gelen, aslında Stalin’in figüranından başkası değildir. Ders: Yalan yıkıcıdır!

Sizlerle sadece iki hikayeyi paylaştım. Kitap, içersinde tutamla olağandışılık barındıran bir eser. Rahat ve çabuk okunan bir kitap arayışındaysanız Buket Uzuner’in Yolda öykü kitabını okuyun derim.