Başımıza iyi birşey geldiğinde mutlanırız, kendimizi şanslı sayarız.

Başımıza kötü birşey geldiğinde bedbaht olur, kendimizi şanssız hissederiz. Ancak, kötü şeyler de yaşanabileceği gerçeğinden hareket edildiğinde kabullenmek kolaylaşır. Hayat lineer akan birşey değil, aksine beklenmedik şeylerin her an olabileceği bir yerdir!

Bazı günler güzelliklerle doluyken şükretmek kolaydır, ama diğer zamanlarda güzellikler uzaklarda durur.. İşte bu tür zamanlarda da dünya nimetlerine şükretmek için olaya ve duruma iyi bakmak ve kayda değer iyilikleri görmek gerekir. 

Hayatta en değerli şey sağlıktır. Ondan sonrası barınabildiğimiz bir yaşam alanı, yiyecekler ve hayat veren sudur. Bunlar şükretmeyi gerektiren en önemli şeylerdir. Çünkü sağlık yoksa; para, pul, mal, mülk, yat, kat, altınlar, gümüşler, bankada paralar, şunlar, bunlar hiç bir mana ifade etmez.

Öyleyse sağlık ve yaşamsal ihtiyaçlara öncelikle iyi bir bakmak gerekir. Sağlık yerindeyse ve bir çatı altında hayatımızı idame ettirebiliyorsak şanslıyız! Sonrasında insan ilişkilerinin önemli olduğunun ayırdına varmak lazım. Etrafımızda değer verdiğimiz insanlar varsa, epey şanslıyız! Bu güzel dünyada nefes alabildiğimiz için bizden iyisi yok!

Ve unutmamak lazım ki dünya kimsenin at çiftliği değildir. Paran, pulun, yatın, katın, bankada paraların varsa bile dikkatli tüketmek, dünyaya saygılı olmak ve gelecek nesillere daha güzel bir dünya bırakmak için uğraşmalısın. Dünyanın hediyelerini sevinçle alıp tüketmek VE teşekkür edip nimetlerin artması için uğraşmak insanlıktır.

Bu şekilde düşünürsek, düşünmekle kalmayıp uygulamaya koyarsak işte o zaman olması gerektiği gibi insan olduğumuzun farkına varabiliriz. İşte o zaman dünyaya bir hayrımız dokunur. Ve işte o zaman vicdanımız huzur bulur!

Yazılanlara katılıyor musun?