Yetişkin Bireylerin Söz Dinlemeyen Ebeveynleri

Yetişkin misiniz? Ebeveynlerinizden biri ya da ikisi hayatta mı? Gitgide asi ve söz dinlemez kişilere dönüştüklerini algılıyor musunuz?

Bu sorulara kendi deneyimlerimden cevap vererek kısa bir yazı oluşturacağım. Biz 4 kardeşiz, anne ve babamız 80’li yaşlarda kendi evlerinde yalnız yaşıyor. Biz kardeşlerin hepsinin uzaklarda birer yaşamı var. Aslında 4 kardeşten üçü denizaşırı yaşıyor ama bir tanesi Türkiye içinde fakat yine de uzak mesafede ikamet ediyor. Yani ana-babamızla bir araya gelmek çat kapı şeklinde olamıyor.

Doğal olarak ebeveynlerimizin yaşlılığı her yıl biraz daha belirginleşiyor. Bu yalnızca biz çocuklarına belirginleşiyor sanırım! Babam ve annem hala herşeyi kendi başına yapabilecek beceride hissediyorlar. Bu güzel birşey ama hakikate gelince evde daimi bir yardımcıyı ihtiyaçları var. Ve fakat asla yatılı bir bakıcı bulundurmaya yanaşmıyorlar!

Kendileri pek kabul etmeye yanaşmasa da gitgide yavaşlıyorlar, daha az duyuyor ve daha zor görüyorlar. Bunlarla beraber iskelet ve kemik sorunları belirginleştiğinden düşmeler ve kırılmalar artarak devam ediyor. Tabi başka kronik sorunlar da mevcut. Tüm bunlara rağmen yaşam stillerinde değişikliğe yanaşmıyorlar. Biz çocukları kendilerine hatırlatacak olsak bunun algısında olmadıklarını görüyoruz. Tam tersine kendi başlarına herşeyi idare ettiklerini düşünerek övünüyorlar. Ama esasen idare edebildikleri yok çünkü sıklıkla düşmeler, yaralanmalar, kırıklar, acil ve yoğun bakım vakaları yaşıyorlar.  Biz kardeşlerden 3’ü daha önce söylediğim gibi yurt dışındayız, bir kız kardeşimiz İstanbul’da, annem ve babam ise Ankara’da. Sağlık sorunu olduğunda annemle babamın yanına en kolay ve çabuk ulaşan İstanbul’da yaşayan kız kardeşimiz.. Fakat artık onun üzerine çok yüklendiğimizi biliyoruz, bir çözüm olması açısından gece kalacak bakıcı bulmak için uğraşıyoruz ama maalesef annemle babamın o taraklarda bezi yok! Onlar bağımsız yaşamanın keyfini çıkarmak istiyorlar ama neyin pahasına? Hem kendi sağlıkları tehlikede çünkü birçok şeyi başaramaz oldular hem de kız kardeşimizin sürekli gelip giderek uğraşması ve iki eve bölünmesi gerekiyor. Onun da bir yaşantısı var elbet! Biz yurt dışında yaşayanlarınsa sürekli eli yüreğinde bekliyoruz! Acaba gene birşey mi oldu, bizimkiler düştü mü, ilaçların halledebildiler mi, alışverişlerini yapabildiler mi, sağlıklı besleniyorlar mı, gibi düşüncelerle daima meşgul aklımız ve yüreğimiz.

Tüm bunlar ek olarak bir de yaşam pandemi ile kat be kat zorlaştı! Ve bu süreçte annem düşerek kalça kemiğini kırdı. Aciller ve operasyonlarla yeniden yürüyebilir hale getirildi. Henüz iyileşmeye yeni başlamıştı ki söz dinlemeden kendi kendine yataktan kalkmaya çalışırken yeniden düştü ve yeniden bir operasyon geçirdi. Bu söylediğim son iki ay içinde olanlar. Son yıllarda hemen her sene bir ameliyat geçirdi.

Hem bu tür sağlık sorunlarıyla hem de işin duygusal kısmıyla uğraşmak zorunda kalan kız kardeşimizin imdadına geçen ay erkek kardeşim yetişti. İkisi iki yandan daimi bir bakıcının planlarını yaparak fikri onbininci kere empoze etmeye çalıştılar ama nafile! Bizimkiler kendi işlerini kendi başına hallettiklerini ve gece bakıcısına hiç ihtiyaçları olmadığını yineleyip durdular. Gündüz birkaç saatliğine gelen yardımcı var ama asıl önemli olan gece bakıcısı. Bizimkilere hiç laf dinletemiyoruz, gece yalnız kalmanın sorun olmadığına, herşeyi yapabildiklerine kendilerini inandırmış durumdalar. Oysa tüm düşmeler ve acil durumlar hep gece yaşanıyor!!

Peki şimdi ne yapacağız? Yardım istemeyen ana babaya ne şekilde el uzatarak ulaşacağız? Bir gece hiç beklenmedik bir şekilde bir kaza ya da sağlık sorunu olacak olursa yeniden başa mı döneceğiz? Başa dönüş derken acilen Ankara’ya gelmek, ambulanslar, doktorlar, aciller, operasyonlar, iyileşme süreçleri, söz dinlemeyen ebeveynler, koşuşturan perişan evlat, uzaktan ne yapacağını kara kara düşünen diğer evlatlar!! Çözüm nedir? Peki ben bu soruyu kime soruyorum?