Gizli Servisin göbek atmaya bile karışacağını kim bilebilirdi?

Postadan çıkan zarf epeyce ciddiydi. Üzerinde Gizli Servis postasıdır, hemen açılmalıdır yazıyordu. Zarfın ciddiyetinden şüphe yoktu çünkü zarf özel ulak tarafından posta kutusuna bırakılmıştı.

Zarfı açtı; bir telefon numarası verilmişti. Hemen araması bekleniyordu.

Gizli Servis durduk yerde hayatına nasıl ve neden girmişti? Heyecanını yatıştırıp verilen numarayı aradı ve karşısındaki memurla konuşmaya başladı.

İlk şaşkınlığı attıktan sonra çizgiler yavaş yavaş netleşmeye baþlamıştı. Peşine düşülmesinin nedeni, Türkiye’den ABD’ye bir haftalığına gelen eski bir arkadaşıydı. Telefonun karşı ucundaki memur fazla bilgi vermediği gibi arka arkaya sorduğu sorularla arkadaşı hakkında detaylı bilgi istiyordu. Başka çaresi yoktu, sorulan bütün soruları yanıtlamak zorundaydı.

Hemen arkadaşına ulaşması gerekiyordu. Bunu Gizli Servis istiyordu. Hemen istiyordu. Ortadaki muammayı çözmeye kalkışacak değildi. Kendisinden isteneni yaptı. Telefon konuşması biter bitmez arkadaşının numarasını çevirerek olan biteni anlattı.

Arkadaşı dinledikçe panikledi, panikledikçe nerede yanlış yaptığını düşünmeye çalıştı. Sahi, yanlış yapmış mıydı?

Okuyucuya Not: Gizli Servisin görevlerinden biri ulusal ve yabancı liderleri korumak ve suç soruşturması yapmaktır.  Aynı zamanda kalpazanlık suçlarının da peşine düşmektir.

Arkadaşı ayın 17’sinde ABD’nin en iyi üniversitelerinden birini ziyaret etmişti. Bunun ne kalpazanlıkla, ne de dünya liderleriyle ilgisi vardı.  Var mıydı?

Tesadüf o ki birkaç gün sonra ülkenin devlet başkanı aynı üniversitede konuşma yapacaktı. Gizli Servis, üniversitenin iç ve dış mekanlarında konuşlanmış, şüpheli aktivite avına çıkmıştı. Başkanın konuşma gününden önce her yer titizlikle elden geçiriliyor ve hazırlıklar yapılıyordu.

Arkadaşının o gün orada bulunması tamamen tesadüftü. Üniversitenin bahçesinde yürürken bir ağacın dibine birşey fırlatmış, sonra fotoğraf makinasını çıkarıp bir de fotoğraf çekmişti. Arkasından birkaç fotoğrafta üniversitenin binalarını, yeşilliğini ve güzel bahçelerini görüntülemişti.

Bunları yaparken Gizli Servis tarfindan gözetlendiğini bilmiyordu. Kiraladığı arabaya atlayıp eski dostların buluşacağı eve gelirken takip edildiğinden de habersizdi. Ülkeyi bir haftalığına ziyaret ettiği için kayıtlı telefonu yoktu, ona ait bilgileri evine gittiği eski arkadaşı bilebilirdi.

Sonuçta Gizli Servis kestirme yöntemler kullanarak kısa sürede kendisine ulaşmış ve sorguya çekmişti.

Sorgulamanın sonunda Gizli Servisin anladığı tek şey: Bu kişinin üniversite bahçesinde göbek atmasıydı.

Kadın bile olsa birisinin yalnız ve müziksiz bir ortamda, güpegündüz ve açık mekanda göbek atmasının absürdlüğü bir yana o bir erkekti. Göbek atmazdı, ama göbek atmıştı!

Evet, göbek atmıştı. O bir babaydı. Onun ağaç dibine fırlattığı şey çocuğunun doğumda kesilen göbek bağıydı.

Bebeğin doğumda kesilen göbeği üniversite bahçesine bırakılırsa, çocuk büyüdüğünde muhakkak o üniversiteye gidecekti. Buna inanıyordu.

O gün üniversite bahçesinde göbek atmış, attığı göbeği ve üniversiteyi fotoğraflamıştı! Oysa bilmediği şey Gizli Servisin kendisini adım adım izlediğiydi çünkü şüpheli aktivitesi tüm ilgiyi üzerine odaklamıştı.

Tahmin edersiniz ki Gizli Servisin “göbek atma inanışını” ya da batılını anlaması biraz zor, yorucu ve yıpratıcı olacaktı.

Türk turist ile Amerika, göbek atma ile üniversite ziyareti, devlet başkanı ile Gizli Servis hep biraraya gelince trajikomik sözcüğünün anlamı o gün orada yeniden yazılmış oldu! Şimdi anladınız mı Gizli Servis neden göbek atmaya karşı?