Kırgınlık – Nihan Kaya

Kırgınlıklarımız. Bireysel kırgınlıklarımız.. Toplumsal veya dünyaya olan kırgınlıklarımız.. Hikayeleri yarım kalmış insanların kırgınlığı bazen de.. Ama ne gam! Bizi de bir düşünen, halimizden anlayan var!

Olaylar, insanlar, dünya halleri, hikayeler hep bildik bu romanda, ama farklılık Kırgınlık’taki bakış açısında, dil ve üslupta. Ne söylediğinden çok nasıl söylediği öne çıkıyor. Satır aralarında daima bir zerafet var. Olumsuzlukların üzerine zarif, ama bir o kadar da güçlü, kuvvetli hamlelerle gidilmiş.  

Birbirinden bağımsız gibi hissedilen öyküler en sonunda sarmallaşıyor. Kazların saldırgan hali, kuğunun narin ve sanatçı edasına dönüşüyor.. Dünyaya egemen olan hoyratlığın, zerafet ve inceliğe dönüşmesine yönelik bir beklenti belki de!   

Dünyasal kırgınlıkların ortasında edebiyatsız, sanatsız, felsefesiz bir yaşamı dert etmemiz gerektiği hatırlatılıyor. Derdi olursa kişinin, çözüm bulmaya uğraşır çünkü..

Kitapta diyor ki: Hiçbirimiz, şu anda olduğumuz insan değiliz sadece. Olma ihtimalimiz olan insanı da içimizde taşıyoruz. Ve o nedenle yazarla yazarı, yazarla mavi ejderhayı, yazarla anneyi konuştururken, hayata eklenmesi muhtemel değerleri hissetmeye neden oluyor. Okuyucunun bilincini dürtüklüyor. Gündelik hayatın yavanlığını vurgularken, yaratıcı düşüncenin dikeyliğine, içsese ve kendini yeniden yaratma düşüncelerine yönlendiriyor ilgiyi. Umut veriyor bir nevi. Bugünlerde fazlasıyla ihtiyaç var umuda.