Sonbahar geldi yine.. Sonbaharın bir mesajı vardır mutlaka. Her yıl mesajla gelir.. Ama yaş ilerledikçe mesajın içeriği değişir.
Günlerin kısalması çok belirgin, öyle değil mi? Gün daha geç doğuyor ama daha erken batıyor. Günlerin kısalmasıyla bana gelen mesaj gün içinde en az 20 dakika açık havada bulunmak. Bu süreçte yürümek, bir parkta oturmak, çimenlere uzanarak kitap okumak, ağaçlara sarılmak ve daha birçok mutluluk aşılayıcı açık hava aktivitesi. Haftasonları piknik de harika olur!
Sonbaharın gelişiyle birlikte bitki örtüsü ve sebzeler de değişim içinde. Örneğin bal kabağı, ceviz, elma, narenciye ve daha birçok kış yiyeceği bolca görünür oldu. Bahçedeki domatesler artık hızla kızarmıyor, günlerce pembe renk almaya çalışarak yeşil yeşil sallanıyor dalında. Çimler eskisi kadar hızlı büyümüyor. Etrafta renk değiştiren yapraklar savruluyor. Renk cümbüşü ise bir ebemkuşağı gibi; kırmızı, turuncu, sarı, kahverengi, mor.. Yaprakların arasında at kestanesi ve kozalaklar var.
Hava da değişiyor doğal olarak. Daha bir serin başlıyor sabahın ilk saatlerinde. Sonra ısı artıyor ama akşama doğru yeniden serinlik hissediliyor. Havada bir esinti var. Esintiyle gelen öyle güzel bir koku var ki sanki yağmur, toprak, yaprak, ot, yosun hepsi birbirine karışmış bir doğa yahnisi!
Belki de örgü günlerini çekti canım. Kapının önünde oturmak, sırtımda bir ceket, bacaklarımda bir battaniye, çay eşliğinde esintiyi hissederken örgü örmek. Sonbaharın mesajı böyle geldi ruhuma. Hoşgeldi. Sefalar getirdi. Sonbahar size neler söylüyor?