Sadakat ve Oksitosin Nasıl Buluştu?


Oksitosin sevgi hormonudur. Araştırmacılar sevgi hormonunun sadakatle buluşup buluşmayacağına dair bir çalışma yaptı.

Bildiğiniz gibi, sevgiliye sadakat, vefa ve bağlılık hormonların ötesinde birşeydir. İki sevgili ya da eş arasında elektrik olmalı, bir çeşit kimya ve tabi biyolojik çekim olmalı. Bir ilişkide risk almak isteyip istemediğimizi belirleyen genlerin de rolü var. Ayrıca yetiştirilme biçimimiz ve değerlerimiz de işin içine girince kimin kimi ne zaman aldatacağı ya da aldatmayacağı şekillenebilir.
Bunları birer yetişkin olarak biz biliyoruz, olasılıkla araştırmacılar da biliyor ama derinlemesine araştırmaktan da geri durmuyorlar. Almanya’nın Bonn Üniversitesinde yapılan bir çalışma oksitosin hormonunun kocaları eve bağlayıp bağlayamayacağı araştırıldı. Oksitosin özellikle yeni doğum yapmış anneler tarafından salgılınan, anneyi bebeğe bağlayan, annenin bebeğine sarılmasını, öpüp koklamasını, sağlayan (annelikle gelen sevgi hissini tonlarca arttıran) ve  “kısaca sevgi hormonu olarak bilinen” bir salgıdır.

Neuroscience dergisinde yayınlanan çalışma şöyle:

Yarısı monogam (tekevli ya da tek eşli) olan 57 heteroseksüel erkeğe random (rastgele) olarak 6 fırt sprey oksitosin hormonu veya 6 fırt sprey plasebo verildi. Yani erkelerden hangilerinin gerçek oksitosin hormonu soluduğu, hengilerinin onun yerini tutan ama boş sprey aldığını sadece araştırmacılar biliyordu.
Çalışmanın ilk kısmında erkekler sıraya dizildi ve oldukça çekici kadın araştırmacıların erkeklerin yanına sokulabildikleri kadar sokulmalarına izin vermeleri istendi. Güzel ve alımlı araştırmacı karşısındaki erkeğe daha ne kadar sokulabileceğini sordu ve erkek “dur” deyinceye kadar yanaştı.
Çalışmanın ikinci kısmında bu kez cazibeli kadın araştırmacılar sıraya dizildi ve erkekler teker teker kadın bilimcilere yanaştı. Erkeğin ne kadar yanaşabileceği söylenmedi. Erkeğin uygun olduğu noktada durma kararını kendisinin vermesi beklendi. Bu nokta aslında sosyal ve kültürel normlara göre dikkat edilmesi beklenen bir uzaklıktı.

Bütün erkekler güzel ve çekici kadına sokulurken sosyal ve kültürel değerleri göz önünde bulunduran oldu mu dersiniz?

Monogam ilişki yaşayan ve oksitosin hormonu verilen erkeklerin hepsi kadınlardan yaklaşık 12 cm uzakta durdu. Oysa monogam olmayan (çokeşli) veya bekar erkekler daha fazla yanaşarak 6-9 cm arasında bir mesafede durmuştu. Bütün erkekler, erkek bilimciye yanaşırken ister plasebo almış olsun ister oksitosin hormonu  solumuş olsun, farklılık görülmedi ve erkek araştırmacıya aşağı yukarı aynı uzak mesafede durdular.

Bu bilimsel araştırma, oksitosin hormonunun monogam bir ilişki için gerekli olabileceğini öngören ilk çalışmadır.

Daha önce yapılan çalışmaların ışığında diyebiliriz ki oksitosin hormonu romantik ilişkilerin ilk safhalarında yükseliyor ve bir süre o seviyede kalıyor. Oksitosin hormonu seviyesi cinsel ilişkiden sonra ve duygusal yakınlık sırasında da aynı yükseklikte kalmaya devam ediyor.

Araştırmacılara göre oksitosin monogam ilişki için bir çözüm olabilir ama eşler [ya da sevgililer] arasında her bakımdan yakınlık ilk şart.

Yine araştırmacılara göre erkeğin sadakatını yönlendiren eşi ya da sevgilisidir. Yani eşiyle samimi ve yürekten mahrem ilişki sürdüren kadın, erkekte oksitosin hormonunu devreye geçirebilir ve erkeğin tek eşliliğini sürdürmesinde önemli rol oynayabilir.
Araştırmacılar aynı zamanda yanlış bilinen bir noktayı da düzeltiyor ve erkeklere şöyle sesleniyorlar: Oksitosin her zaman yaklaşma ve sarılma hormonu değildir, gereğinde uzak durma ve karına ya da sevgiline sadakatı sürdürme hormonudur da!

Oksitosin hormonu içerikli diğer yazılarım:

Aynı Yatağı Paylaşan Çiftler
Otistiklere Oksitosin Hormonu
Sevgi Hormonu Oksitosin
Zeki Ebeveynlerin Otistik Çocukları(Otizm ve Oksitosin)