En yeni çalışmalardan birinin sonuçlarına göre güçlü adeleler zihinsel çöküşü engelliyor.
Uzmanlar bunu şu şekilde açıklıyor: Güçlü adeleleri olan 60 yaşında bir kimse, kendisinden 20 yaş genç bir insanın zihinsel gücüne sahip olabilir. Neden? Nasıl?
Bebekler de melodilerle mutlanıyorlar, eğleniyorlar ve sakinleşiyorlar.
İlginç birisi olmak bir seçimdir. Gelecek nesiller için daha renkli, canlı, bilgi paylaşan, bilgiye değer veren, açık kalpli insanlara ihtiyaç var. Yani ilginç olmak seçenektir. Siz de ilginç olabilirsiniz, doğru bildiklerinizi paylaşmanız kaydıyla!
Özgüven; durdurulamazlık hissi ile korkaklık arasındaki farktır. Bu farkı önce biz hissetmeliyiz ki duruşumuzu ona göre ayarlayalım ve dünyaya kendimizi ona göre gösterelim.
Eğer dünya değişmeseydi ve dolayısıyla bizler değişmeseydik geçmişteki seçimlere sadık kalmak normaldi.. Ama geçmişteki seçim bugün için yetersizse, o zaman yeni seçimlere pupa yelken açmalı.
Gerçek dünyadan uzaklaşarak gerçek ilişkileri unuttuk. Konuşmayı unuttuk. İnsanca duyguları unuttuk. Cam dünyalardan medet umar olduk. Kimler gerçek, kimler yalan bilemez olduk. Gerçek insanlara ihtiyacımız olduğunu da unuttuk!
Bir de tripler var.. Kızlar trip atarmış.. Kadınlar trip ustasıymış.. Belki öyle, belki değil.. Ama trip varsa, “hareketlerle anlatma” çabası vardır. Onun yerine konuşmak denenebilse, karşı taraf daha hızlı anlayabilir!!
Akıl hastalıklarının halk arasında en yaygın bilineni depresyon ve endişe bozukluklarıdır. Buna rağmen bu bozukluklar bile tam anlaşılmış değildir. Bazı toplumlarda ruh sağlığının bozulması stigma haline geldiği için görmezden dahi gelinir.
Amerika’da topluluk önünde konuşmak çok yaygındır. Bence Amerikalılar çok iyi konuşmacılardır. Buna rağmen korktukları 3 şeyi sorsanız şunları sayarlar: Ölüm, vergi dairesi ve toplum önünde konuşmak..
Neden konuşmuyoruz? Peki daha spesifik olalım.. Neden gerektiği gibi konuşmuyoruz?
Sosyal medya dijital bir partidir. Eğlence için gittiğimiz bir partide etrafınızı nasıl etkilemeye çalışıyorsak, dijital partide de kendimizi o şekilde temsil ederiz.
“Ben yazar değilim ki, imla ile ne işim olur?” demeyin. Email yazmıyor musunuz? Sosyal medyada durumunuzu güncellemiyor musunuz? Duyduğunuz bir sözü yazı vasıtasıyla paylaşmıyor musunuz?