Florida Eyalet Üniversitesinde yapılan bir çalışmanın sonuçları romantik partner, sevilen bir arkadaş, aileden biri veya bir yakın için edilen duanın o ilişkide yakınlaşmaya neden olduğunu bulguladı.
Çalışma sonuçları istatistiksel açıdan önemli çünkü kendisi için dua edilen kişinin düşünce ve davranışlarında belirgin bir değişiklik görüldü. Tabi ki değişim pozitif yöndeydi.
Duanın gerçek davranışlarda farklılık yapması ilginçtir artı bu farklılık dua edilende olduğu kadar dua eden kişide de huzur oluşturuyor.
Birbirini seven iki kişi arasında yapılan duanın, yani romantik ilişkiye odaklanmış duanın, ilişkiye olumlu davranış değişikliği getirdiğini bulgulayan bu inceleme, Personal Relationships isimli dergide yayınlandı.
Diğer bulgular:
- Her ne ilişki olursa olsun, dua içerdiği sürece olumsuzlukların daha kolay çözümlendiği
- Kendisi için dua edilen kişinin daha affedici olduğu
- Dua-yoğun ilişkilerin daha işbirlikçi olduğu
- Tartışmalı günlerde edilen duanın ilişkilerde daha çabuk yakınlasmaya neden olduğu
Bu sonuçlar değişik dinler ve kültürler için de geçerli. Dindar olmayan çiftler icin de çalışma sonuçlarının uygulanabileceği düşünülüyor. Bu çalışma üniversite gençliği arasında yapıldı, sonuçların yaşlı, orta yaşlı ve değişik etnik gruplar için de genişletilmesi düşünülüyor.
Çok yakın bir zamana kadar sosyal bilimciler ‘maneviyat içerikli çalışmalardan’ uzak durma çabası icindeydi. Oysa dünyanın yaklaşık yüzde 75’i inançlıdır.
Üç büyük din, Hristiyanlık, İslam ve Musevilik en yaygın inançlardır. Budizm, Hinduizm ve Şintoizm de tanınan inanışlara örnek olarak verilebilir. Buna karşın araştırmacılar duanın ilişkilerde ne kadar etkin olduğunu tam olarak bilmiyor ama son zamanlarda bu sır perdesini aralamaya çalışıyorlar.
Öyleyse ister romantik bir ilişki olsun, ister arkadaşlık veya aile ilişkisi olsun, sevdiklerimiz için dua etmek pozitif davranış değişikliğine neden oluyor. Blog yazarınıza da dua edin!
Hak din İslam’ı bir köşeye bırakırsak insanın içinde din olgusundan daha farklı bir dindarlık var aslında. Bu dindarlık hayatın her alanında ciddi bir etki bırakıyor ve aslında biz farketmesekte bu dindarlığımız bizi yönetiyor.
Dua’nın dinle alakası yoktur. Dindarlıkla alakası vardır. Bu yüzden dindar insanlar daha çok inandığı Yaratıcı’ya güven duyarlar. “3 Salak” filmindeki gibi aynen, “All is well” diyerek bile olsa Yaratıcı’sına güvenir. Bunun ötesine bir sıçrama yapmak ise din olgusu aracılığıyla oluyor.
Yukarıda örnek verdiğim dindarlık daha temel olduğu için on binlerce yıl önceki ibadet çeşidine dayanıyor. Farklı dinlerin gelme sebebi de bu aslında. Son din İslam’a kadar önceki hak dinler insanlığı İslam’a hazırlamaktan başka bir amaca hizmet etmediler. Ve şimdiki olguysa sımsıkı sarılan, kurtuluşa erer.
Bundan ayrı olarak eğer yukarıda denilen şeyleri yaptıkça neden insani ilişkilerim düzelmiyor diye sitem edecek başka okuyucular olabilir. Cevabı da şudur: “İman arttıkça imtihan artar”
Teşekkürler 🙂