Herşeye anında cevap bekliyoruz. Google buna “Mikro dakikalar” diyor. Google’a sorduğumuz sorulara anında cevap almaya alıştık. Herşey hızlı. Herşey daha fazla rekabet gerektiriyor. Herkesin aklında “nasıl farklılık yaratabilirim” düşüncesi var.
Korkunç bir boşanma ile evliliğe son vermiş bir çiftin sosyal medyada birbiri ile ilgili yaptığı iğrenç paylaşımları görmüşsünüzdür..
Askeri bölgelerde, gizli devlet işlerinin yürütüldüğü yerlerde, saklı kalması kesinlike şart olan ortamlarda birilerinin Periscope çekimi yaparak naklen dağıttını da bir düşünün..
Akıllı para alıp veriyoruz. Tüm varlığımız dijital yaşama armağan edilmiş durumda. Akıllı para ile dijital yatırımlar yapıyoruz. Uzun vadeli yatırımlarımız bile dijital zeminde. ‘Dijital herşey’ öylesine kolay ki..
Eğer 2015 Ramazan orucunu Danimarka’da tutacaksanız 21 saat süresince oruç tutmuş olacaksınız. Buna karşın Avustralya’da iseniz sadece 10 saat!
Dikkat aralığımız daraldıkça daralmakta. Dijital çağ, dikkatsizlik çağı oldu belki de.. Dikkat dağıtma çağında yaşıyoruz desek abartmış olmayız belki de.. Nereye kadar?
Birkaç yıl önce Google yöneticileri biz kullanıcıların gözünün içine bakarak “Ne düşündüğünüzü biliyoruz!” demişti.. Çok şaşırmıştık..
Ne yani Türk erkeklerinin çoğu birden yumuşak başlı, modern, romantik, bakımlı, metro ve trendi mi oldu?
Trolleri beslemeyin.
Trolleri anlamaya çalışmayın.
Trollerle tartışmaya girmeyin.
Bir blog yazısı magazin yazısı değildir. Reklam olmadığı gibi, gazete yazısı da değildir. Bloglarda amatör bir içtenlik vardır. Kişisel dokunuşlarla doludur.
Telefonlarda düşük seviyede mikrodalga radyasyon var deniliyor.. Ve “düşük seviyede” diyerek en baştan radyasyonu küçümsüyoruz.. Lütfen unutmayın! “Düşük mikrodalga radyasyon” kulanarak nükleer silah üretmiş bulunan ülkeler var!
İlgi arsızı, rating düşkünü, sorumsuz medya her yerde!!