Sağlık Nedir?

Sağlık, banyoda duran tartının üstüne çıktımızda gördüğümüz ağırlığın ötesinde hem ruhsal hem de bedensel iyiliğin toplamıdır. Bir kişi zayıf olabilir ama hastalıklı da olabilir veya başka birisi kiloludur ama yapılan testlerden sağlıklı sonuçlar çıkmaktadır. Bazı insanlar hep cılızdır, bazıları daima balık eti, diğerleri iri kemikli, vs..

Sonuçta sağlığımız kantarın üzerindeki ağırlığa ait sayıdan daha farklı birşeydir. Sağlığımız fiziksel ve zihinsel anlamda nasıl hissettiğimizdir. Televizyon reklamlarında gördüğümüz vitaminleri bolca aldığımızda kendimizi sağlıklı sanmak, yalnızca sanmaktır. Yan komşuyla kiloları yarıştırmak da yanlıştır çünkü herkesin beden yapısı farklıdır. Kiloları, sayıları, kaç paraya alınmış bilmem ne vitaminlerini bir yana bırakıp insanın kendini dinlemesi gerekir.

Bunu hep söylerim; eğer canınız o an dondurma yemek istiyorsa belki kemiklerin kalsiyuma ihtiyacı vardır, dondurmayı yiyin. Eğer canınız durup dururken yoğurt yemek istiyorsa hemen yiyin. İnsanın kendisini dinlemesi ve ne zaman ne istiyor anlaması sağlıklı olmanın ilk şartıdır. Sonuçta kimse bizi bizden iyi bilemez, değil mi?

Sağlıklı olmak için doktorların belirttiği bir ağırlık/boy endeksi vardır. Bu ölçülerde olmak iyidir ama bazen de o ölçülerin dışında olsak da sağlıklı olabiliriz. Eğer doğru besleniyorsanız, kötü alışkanlıklarınız yoksa, sağlam bir bünyeye sahipseniz, kendinizi fit hissediyorsanız biraz ekstra kilonun pek zararı olmayabilir çünkü hareketlisinizdir, yorgunluk hissetmiyorsunuzdur, enerjiniz yerindedir. Durum böyle olunca harekteli olmak bir zevktir, öyle değil mi? Otururken, kalkarken, yürürken, uzanırken, eğilirken fazla sorun yoksa bu, kişinin fiziksel sağlıklı olduğuna bir işarettir. Fiziksel sağlık beraberinde ruhsal sağlık da getirir. Beden sağlığının yanında zihin açıklığı ve konsantrasyon gücü kişinin tümüyle sağlıklı olduğuna göstergedir.

Sağlık uzmanlarının ‘sağlık nedir’ soruna verdiği cevap: dengeli besleniyorsanız, kötü alışkanlıklarınız yoksa, hareketli ve aktif bir yaşamınız varsa kantarın gösterdiği rakamlara daha az sıklıkla bakabilirsiniz. Doktora gitmeyin demiyoruz. Kantara çıkmayın demiyoruz. Önce bedensel sinyalleri dinleyin diyoruz. Bu tür sinyalleri almak için kendimizi dinlemek gerek. Sonra bedenin ihtiyaçlarını ve tabi ki zihnin ihtiyaçlarını gidermek gerek. Yani körü körüne size dayatılan rakamlara ve pazarlama tekniklerine aldanmayın.