Belki de direnç denen şeyi antibiyotiklere mukavemet gösteren virüslerden öğrenmeliyiz.. Bakın artık antibiyotikler bazı hastalıklara işlemiyor.. Neden, çünkü dirençli virüsler türedi etrafta.. Tabi ki bu insan sağlığı için çok kötü bir haber ama hayatta kalmak için metabolizmaların neler yapabileceğine oldukça iyi bir örnek!
Dr. JoAnn Manson diyor ki: Reçete ile yazılacak günlük düzenli 30 dakikalık yürüyüşler belki de hastanın alabileceği en değerli ve önemli tavsiyedir..
Aşağıda sayılan 7 alışkanlık bilimsel olarak kanıtlanmış, insanın psikolojisini düzelten, moralini yükselten, yaşanan anın daha keyifli olmasını sağlayan ve olası depresyon riskini azaltan davranışlardır. Bunları zaten biliyordunuz belki.. Şimdi hatırlayın isterseniz ve her gün tekrarlayın!
Hastalıkların arttığı, aksırıkların tıksırıkların tavan yaptığı, “salgın var” cümlesinin ağızdan ağıza taşındığı mevsimlerdir sonbahar ve kış.. Okullar ve kreşler de adeta salgın üretme mekanizması gibi çalışır bu aylarda..
Evde okul çocuğu varsa, aileye soğuk algınlığı ve grip taşınması da söz konusu olabilir. Fakat bu riski engellemenin yolları vardır.
Ayakta çalışmak ABD’de moda oldu. Oturarak çalışmanın nasıl birşey olduğunu zaten biliyoruz..
Gün içinde bazen yalnız kalmak gerekir. Yeniden kendinle başbaşa olabilmek önemlidir. Kendini dinle. Duyguları dinle. Bedenin sesine kulak ver. Gündelik hayatlar çeşitli yarışlarla dolu. Bu nedenle gün içinde bazen sessizliğe ve kendimizi duyumsamaya ihtiyaç var. Tefekkür sırasında kendimizi bularak yeniden mücadeleye ve harekete dönmeye ihtiyaç var.
Aspirin gibi her ağrıda yöneldiğimiz ilaçları zorda kalmadıkça kullanmasak.. Bu tür ilaçların alternatiflerini biliyor muyuz?
En yeni çalışmalardan birinin sonuçlarına göre güçlü adeleler zihinsel çöküşü engelliyor.
Uzmanlar bunu şu şekilde açıklıyor: Güçlü adeleleri olan 60 yaşında bir kimse, kendisinden 20 yaş genç bir insanın zihinsel gücüne sahip olabilir. Neden? Nasıl?
Herkes spor merkezinde egzersiz yapmak zorunda değildir. Bazıları yakındaki AVM’ye giderek hızlı yürüyüşler yapar. Bazıları ofiste egzersiz yapar. Bazıları ofise bisikletle gider. Bazıları iş kıyafetinin altına spor kıyafeti giyer ki, öğlen değişmesi kolay olsun. Bazıları gün boyunca asansör kullanmaz, merdiven inip çıkarak egzersiz yapar. Bazıları ofiste toplantı salonunu öğlen saatlerinde topluca yoga yapmak için müdüründen izin alır. Bazıları kutunun dışına çıkar, öğlen tatilinde egzersiz yapabilimek için..
Bazen içe atılan duyguları anlamakta da güçlük çekeriz. O vakit dinlemek gerek. Bedeni dinlemek.. Bedenimiz yalan söylemez ama önemli olan pür dikkat dinleyebilmektir.
Günde sadece 21 dakikalık yürüyüş (haftada toplam 2.5 saat) ile kalp, damar ve kardiyovasküler hastalıklara yakalanma riski yüzde 30 oranında düşürülebiliyor. Yürüyüş sayesinde diyabet, kanser, yüksek tansiyon ve yüksek kolesterol gibi rahatsızlıklar da minimize edilebiliyor.
Tüm dünyayı sarmış bir obezite derdi var. Bu dertten kurtulmanın yolları da var ama bazı yöntemler çok fazla zaman ve efor gerektirirken diğerleri daha kolay çözüm sağlayabiliyor. Zayıflatan baharatlar kolay yoldan kilo verdirebiliyor. Egzersiz ise efor gerektiren yöntemlerden biri..