Bir genç kız korkunç bir gerçeği keşfeder! “Baba” dediği adam, annesinin kocası değildir. Onca yıl baba diye çağırdığı kişi gerçekte biyolojik babasıdır ama annesinin nikahlı kocası değildir! Kısacası annesi babasıyla evli değildir, metres hayatı yaşamaktadır. Annesi öteki kadındır! Kendisi gayrimeşru bir çocuk!
Bu genç kız şimdi 19 yasındadır ve korkunç gerçeği öğrenmiş bulunmaktadır. İçinde bulunduğu durum ise vahimdir; mahvolmuşluk, yıkılmışlık, depresyon, özgüven eksikliği ve hayal kırıklığıyla profesyonel tedavi ve terapi görmektedir! Yıllardır metres hayatı yaşayan adamın aslında bir başka ailesi vardır.
Kendi karısı yıllar sonra bu ilişkiyi öğrenir.. Adamın legal evliliğinden iki çocuğu vardır. Kadın kocasının sadakatsizliğini öğrendiğinde boşanmaya yanaşmaz; nikahını vermez. Tam tersine aile dağılmasın diye uğraşır. Herşey anlaşıldığında nikahlı evlilikten olma çocuklarla metres hayatından olma çocuklar, toplam 4 yetişkin evlat, bir avukat aracılığıyla buluşurlar çünkü ortada legal durumlar vardır. Bu süreçte çocuklar babalarından nikahlı olduğu eşine dönmesini şart koşarlar. Adam metresini bırakır, ilişkiyi bitirir, evliliğine ve çocuklarına döner.
Fakat adam metresini tutmak ister; karısını boşayacağını söyler. Metresi bunu kabul etmez, zaten birçok zarar verdiklerini söyleyerek daha fazla devam edemeyeceğini bildirerek ayrılır. Adam evine döner. Sonunda nikahlı karısı adamı bağışlar. Metres kendi yoluna gider. Adam ailesine döner.
Metres, eski sevgilisine ve eşine birer mektup gönderir. Şunlar yazılıdır kadına giden mektupta:
“Eski kocamın eşine; Yıllar içinde size ulaşmak için çabaladım. Biliyorum benim adımı bile duymak istemiyorsunuz çünkü ben “öteki kadınım”. Fakat size söyleyeceklerim var.. Öncelikle, lütfen beni affedin. Yaptığım şey, planlanarak hesaplanarak yapılmış birşey değildi. Çok iyi bir ailede yetiştirildim. Her istediğim yerine getirildi, gelecekten beklentim mutlu bir yuva kurmak ve sahip olduğum mutluluğun devamını yaşamaktı. Nereden bilebilirdim mutluluğumun bir başka kadının kocasından geleceğini! Nasıl ve nerede bir araya gelmiş olduğumuzun artık hiç bir önemi yok çünkü üzerinden yıllar geçti. Ve artık onunla birlikte de değilim. Fakat bilmenizi isterim ki yıllar boyu çok acı çektiğinizi iyi biliyordum. Uykusuz gecelerde kocanızı beklerken, kiminle ve nerede olduğunu bilmeden kim bilir ne göz yaşları döktünüz. Ve bir metresi olduğunu anladığınızda kim bilir üzüntünüz kaça katlandı.. Suçluyum. Onun evli olduğunu anladığımda ilişkiyi bitirebilirdim. Fakat kendime güvenim yoktu, kötü bir ilişkiden kaçarken ona sığınmıştım. Çok gençtim. Hemen hamile kaldım. Ondan sonra iyice tutundum ilişkiye. Yaşantım hiç kolay değildi, özellikle nikahsız yaşayan bir kadın olarak daima marjinalize edildim. Yaşantım zordu. Hem bana hem de çocuklarıma.. Ancak biliyorum ki size daha da zorlaştırdım yaşantıyı. Hiç bir kadın sizin yaşadıklarınızı yaşamamalı. Bunun için sizden tüm kalbimle özür diliyorum. Hatamı kabul ediyorum. Yanlış kararlar verdim ve o kararları değiştiremedim. Tek amacım çocuklarım için ilişkiyi sürdürmekti. Belki de başka seçenekler vardı.. Fakat benim kendime güvenim yoktu. Yapacak başka birşey olmadığını düşündüm hep. Lütfen beni bağışlayın. Bağışlamak ve unutmak imkansız, bunu da biliyorum. Eğer bir küçük empati varsa içinizde lütfen bana göstermeseniz bile çocuklarıma gösterin. Onların hiç bir günahı yok! Tekrar tekrar affedilmeyi umduğumu bilmenizi istiyorum.”
Eski sevgilisine gönderdiği mektupta ise şunlar yazılıydı:
“Hayatımın Aşkına; Seni neden sevdiğimi sayfalar boyu yazabilirim. Her türlü nedeni ince ince sıralayabilirim. Ama benim için en önemli neden çocuklarıma baba olmandır. Onları büyütürken bana yardım etmen ve destek olmandır. Bunların yanında bilmeni isterim ki seni suçlamaktayım! Neden dersen ilk tanıştığımızda bana evli olduğunu söyleyebilirdin. Evli olduğunu bilseydim sana delice aşık olsam da seninle yaşamaya kalkmazdım. Hayatımı bir yalan üzerine kurmazdım. İlişkiyi anında bitirirdim eğer evli olduğunu söyleseydin.. Ve sen de ardımdan başka bir kadının kollarına koşardın. Fakat nasıl uzaklaşacağımı, sonra ne yapacağımı, çocuklara nasıl bakacağımı bilemediğim için ayrılamadım ve yıllar su gibi akıp geçti. Şimdi acı yalnızlığın kollarındayım. Oysa sen ailene geri döndün. Ve o aileyi ve eşini asla aldatmamalıydın. Kendinden utanmalısın! Şimdi ayrıyız. Çocuklarıma hala babalık yaptığın için çok teşekkür ederim. Bu korkunç travmayı ve ıstırabı başka türlü kaldıramazlardı. Lütfen şunu sakın unutma: Karına ihanet etmenin tek nedeni karının sana karılık yapmaması dersin hep. Karının yaptıkları yüzünden başka çaren olmadığını ve sadakatsiz bir erkeğe dönüştüğünü söylersin.. Fakat herşeye rağmen asla aldatmamalıydın onu. Eğer sen ve ben, evli olmadığımız halde birçok sorunun üstesinden geldiysek, aynı şeyi karınla yapabilirdin. Tanrının gözünde zina yaptık. Çok pişmanım. Çok güzel iki çocuğumuz olsa da yine de pişmanım. Umarım Tanrı affeder beni. Sana mutluluklar dilerim.”
Kadın için anafikir: Evli bir erkeğin metresi olma! En başta herşey güzel gibi görünse de aslında ömür boyu acı çekmeye başlangıçtır metres hayatı. Özellikle doğacak çocukları çok zor bir yaşamın kucağına atmaktır metres yaşamak. Ortada çocuk yoksa bile yalancı düzenbaz bir erkek için değmez!
Erkek için anafikir: Evli bir erkeksen kendi karından başkasını sevgili edinme! Eşini incitme, öteki kadının hayatını da bir yalanın etrafına kurma. Hayatta en değerli şey ailedir. Sana inanan, sana güvenen, seni örnek alan çocuklarına adamlığını kanıtla! Öteki kadınla kurduğun duygusal ya da cinsel ilişki belki anlık hazlar verir ama yıllar boyunca sürecek gözyaşı ve pişmanlık da getirir. Eğer evlenmişsen bu demektir ki karına, kendine ve ailene sadık kalmak üzere söz verdin! Aileni ve evliliğini kurtar! Ailene ve evliliğine yatırım yap! Bunu insan olduğun için yap! İnsanlık için yap! Çocuklarına örnek olmak için yap! Erkek olmak kolay, adam ol!
Bir kadın hikayesi: Öteki kadın, Nikah ve Çocuklar başlıklı yazıyı beğendiyseniz diğer kadın hikayelerimiz de ilginizi çekebilir..
Yalancı, düzenbaz, sahtekar sevgili