Yaşadığın her anın, aldığın her nefesin kıymetini bil çünkü kesin olan birşey var ki kimse ne zaman son nefesini vereceğini bilmiyor!

Mutluluğun gizlendiği yer para, pul, şan, şöhret, mal, mülk değildir. Bunların gücü kısa süreli mutluluklara yeter. Oysa asıl mutluluk parayla alınamayacak şeylerdedir. Örneğin aile, iyi bir kitaba sarılıp okumak, güzel bir film seyretmek, arkadaşla çay sohbetinde samimi konulardan bahsetmek.. Ormanlara, dağlara, kırlara, bahçelere, parklara, deniz kenarına giderek açık havanın doyumsuz tadını hissetmek ve aslında evrende ne denli küçük olduğumuzun farkına varmak. Yine yeniden o güzelliklere hayran kalmak.

Güneşi doğuşunu, güneşin batışını, ayın gökyüzünde aldığı her hali, geceyi, sabahı, kuşları, böcekleri, çiçekleri, ve doğadaki muazzamlığı takdir etmek.

Muhtaç birine yardım etmek.. Unutmayalım ki yardım ille de para vererek olmuyor.. Bir yaşlıya, bir yalnıza, bir hastaya becermekte güçlük çektiği bir şeyde yardım eli uzatmak mutluluktur.

Genelde mutluluk için beklentilerimizi sıralarken sahip olmadığımız şeylerin peşine düşeriz. Oysa mutluluk için önce sahip olduklarımızı sıralasak ya.. Bunu belki de her günün sonunda günlükte paylaşmak iyi fikir olabilir. Sevgili günlük sahip olduğum şeylerden 5 tanesini paylaşıyorum. Bunlardan dolayı şükrediyorum. Ve aslında bu güzelliklerden dolayı mutluyum.. gibi..

Sonuçta olay şu: Ne zaman öleceğimizi bilmiyoruz. Öyleyse en güzeli her anın kıymetini bilmek ve o bilinçle doya doya yaşamak. Küçücük şeylerden mutlu olmak. Hayır, ben bir Pollyanna değilim, tam tersine son derece gerçekçi bir insanım!